Burun ameliyatları ülkemizde en sık yapılan estetik operasyonlardan biridir. Aynı zamanda ne yazık ki yanlış yönlendirmeler ve verilen bilgiler ile bu ameliyatı olmak isteyen hastalar arasında çok fazla kafa karışıklığına da yol açmaktadır. 
 
Özellikle yaz aylarında hastalarımız bize bu ameliyatın sıcak aylarda yapılıp yapılamayacağını sormaktadırlar. Burun estetiği ameliyatının yaz veya kış ayında yapılamasının özel bir nedeni veya sebebi yoktur. Yaz ayında bu ameliyatı olduysanız yapmanız gereken yüzünüzü direk güneş ışınlarından korumak ve bunun için şapka ve yüksek faktörlü güneş koruyucuları kullanmaktır. Kış mevsiminde bu ameliyatı olduysanız eğer ve soğuk, karlı bir iklimde yaşıyor iseniz kar ışımasından yüzünüzü korumanız ve evde 3-5 gün istirahat etmeniz uygun olacaktır. 

Hastalarımızın çoğu aynı zamanda bu ameliyatın iç burun ve dış burun olarak ikiye ayrıldığını öğrendiklerini belirtmektedirler. Burun ameliyatlarını, özellikle estetik amaçlı olanları bu şekilde sınıflandırmak bilimsel değildir. Ameliyatı yapacak Plastik ve Estetik cerrahi uzmanı tarafından burun bir bütün olarak ele alınır. Önemli olan buruna estetik, kabul edilebilir bir şekil verirken aynı zamanda fonksiyonunu bozmamaktır. Ve ya nefes alma sorunu varsa bu sorunu da çözmektir. Böylece buruna senkronize bir görünüm verilebilir. 

Burun ameliyatlarından sonra burnun son şeklini alması için en az 9ay-1 yıl beklenmelidir. Sabır bu konuda ön plana çıkmaktadır. Göz çevresinde ki bazı morarmalar ile burunda ve çevre dokuda oluşan ödemlerin ilk hafta/ayda çözülmesi sonrası burun aşağı yukarı belli bir şekli almaya başlasa bile özellikle gerekli ise revizyon kararının verilmesi için bu süre beklenmedir. Son olarak katıldığımız Londra’da ki 2012 Ekim ayında yapılan ‘Rhinoplasty Master Class’ kursunda bu konu detaylı ele alınmış ve hastaların mutlak suretle sabretmeleri ve gerekli ise revizyon ihtimalini de düşünmeleri önerilmiştir. 

Ülkemiz ve çevre ülke insanının genetik özellikleri nedeni ile burun derilerimiz çoğunluğumuzda Avrupa insanına göre kalındır. Bu bazen burnun son şeklini almasında ve ödemlerin ilk haftalarda geç çözülmesine, burnun asimetrik ödem nedeni ile eğri şekil almasına neden olmaktadır. 

Burun ameliyatlarında Amerika’da ki revizyon oranı %7-14 arasında gösterilmiştir (bakınız Amerika Plastik cerrahi derneği resmi internet sayfası). Yine bu katıldığım toplantıda İngiltere ve Fransa'dan gelen cerrahların bazılarının revizyon oranlarının %17 lere vardığını gördük. Bunun yanında revizyon ameliyatları çoğunlukla lokal anestezi altında yapılan, hastaya eziyet vermeyen küçük uygulamalardır. Önemli olan hasta memnuniyetini üst düzeye çıkartmaktır. 

Burun içine konulacak tampon hastalar arasında korkuya neden olmaktadır. Sanıldığı gibi eskiden olduğu gibi uzun tamponlar artık konulmamaktadır. Bunun yerine emici özel burun pedleri veya aynı anda nefes almayı da engellemeyen silikon materyaller kullanılmaktadır. Tamponsuz burun ameliyatları ameliyatı yapan cerrahın tercihine ve hastaya uygulanan tekniğe bağlı olarak da değişmektedir. 
 
Kapalı ile açık burun ameliyatı arasında teknik olarak farklar vardır. Son yıllarda Plastik ve Estetik cerrahi uzmanlarının büyük çoğunluğu tarafından açık burun ameliyatı, kıkırdak ve komşu yapıların açık bir şekilde görülebildiği için tercih edilmektedir.
 
Son olarak hastaların ameliyattan beklentilerini çok gerçekçi olmalıdır. Başkasının burnuna imrenmek, onun burnuna sahip olmak, başka ameliyat olmuş kişilerin burunlarını kazanmaya çalışmak gerçekçi değildir. Herkesin yüz oranına göre, deri yapısı ve genetik özelliklerine bağlı olarak sonuçlar da değişik olmaktadır.